Birçok olay yaşadık. 1aydan kısa bir süreye yüzyıllık bir
olay sığdırdık. Memlekete doğrudan demokrasi geldi. Ülkenin her yerinde bilfiil
herkes söz sahibi oluyor, kendi düşüncesini dile getiriyor. Başta hikayeler
anlatılsa da artık yavaş yavaş tartışmalar metodlu ve üretken olmaya başlıyor.
5 günde bunu öğrendik. Müthiş bir kazanım. Bunun yanı sıra elimizdeki bilgiyi
doğru ve istediğimiz şekilde aktarmamız lazım.
Bilgi çağındayız ve bilgi artık yavaş yavaş en büyük güç
haline geliyor. Dolayısıyla bilgiyi doğru kullanan, toplum genelindeki
meşruiyetini artırabilir diyebiliriz. Bu bilgi iletim aracına medya dersek
elimizde kuramsal olarak ikiye ayrılan fakat benim üçe ayırdığım medya var.
Birincisi geleneksel medya; tv, radyo, gazete, film vs gibi
bilinen ve sermayenin hakim olduğu bir alan. Bu alanda, şu ana kadar insanların
güvenini kazanan “+1, Ulusal, Halk Tv, Hayat Tv, Sözcü, Sol” gibi yayınlar.
Anaakım medyada hiçbir şey verilmiyorken, olayların içinden haber
verdiklerinden dolayı bu yayınlar hakkında “gerçeği gösteren medya” algısı
yavaş yavaş oluşmaya başladı. Fakat onların da yanlı yayın yaptığını görmemiz
çok da zor değil aslında. Dolayısıyla ibre onlardan yana döndüğünde, yani bu
gibi kanallar ana akım olduklarında ve ideolojik olarak da desteklendiklerinde
neler yaparlar bilemiyoruz. Bu noktadan hareketle, kabaca söylemek istediğim
şey; geleneksel medyaya şu an sokaklarda olan ve toplumsallığını kazanmış olan
hareketin güveni yok.

Nasıl yapılabilir?
- Bu insanlar zaten kendi ideolojileri doğrultusunda düşünürler. Bunu değiştirmek o kadar kolay olmayabilir fakat yapılan yardımlar bu meslek grupları aracılığıyla yapılırsa (örn: yoksul çocuklara, sokak çocuklarına yapılacak yardımların duyurulması)
- Doğrudan duraklarla/berberlerle irtibata geçerek
hatta onları da bu harekete dahil ederek yapılacak eğitimler, atölyeler, onların
da aktif rol alabileceği görevler almalarını sağlayarak (örn: ücretsiz
kırtasiye/kıyafet yardımlarının duraklardan ve berberlerden de yapılması)
- Yine doğrudan (meslek odaları aracılığıyla yapılabilir), onların içine bulunduğu zorluklar, haksızlıklar (değnekçi parası, sosyal sigorta vs) ortaya çıkarılıp bunların çözümü için onlarla beraber mesai harcamak.

Daha elbette bir sürü madde çıkabilir ortaya. Fakat kabaca
benim aklıma gelen üç yöntemle bu şekilde doğrudan bilgiyi iletme olanağı
artabilir. İnsanları “biz iyi şeyler yapıyoruz”a ikna etmekten ziyade,
yaptığımız iyi şeyleri de onları da dahil edebildiğimiz ölçüde hareketin
başarısı katlanarak artacaktır.