Bir bardak su
koymaya diye kalkmıştı yatağından. Yatağı hafif ıslak. Olur öyle arada. Apış
arası ter. Ama yine de uykumda işeyip işemediğini kontrol etti. Yorganı apış
arasına alıp uyuduğundan bazı geceler çok terliyordu. Fakat o bazı geceleri
hala bilememişti, tam olarak neden bu kadar terlerdi ki bir apış arası.
Kilodunu çıkardı. Tuvalete kadar çıplak yürüdü. Ellerini kullanmadan ayakta
işemenin tadını çıkarıyordu. Hatta son damla damlasın diye pipisinin ucundan
biraz kendi bedenini salladı. Bu işlemden gereksiz bir haz almıştı. Ufak
hesapların peşindeydi sürekli. Mesela bir ufak hesabı yanlış yapmıştı. Bunu hep
karıştırıyordu ne yazık ki! Tuvalete gitmeden önce mi su içmeliydi sonra mı su
içmeliydi? Bu sorunsalla geceleri ne yazık ki çoğu zaman zehir oluyor, aslında
o kadar zehir olmuyor da, bir kez daha ayağa kalkmak zorunda kalıyor. Suyu
içti. Çişim mi var diye dursa bile yeni işemiş olduğunun bilincindeydi.
Yatak serinlesin
diye camı açtı. Camı değil de pencereyi açması gerektiğinin bilincinde o kadar
değildi işte. Serinlik apış arasına değip geçti. Üşür gibi oldu. Tam üşümedi
ama. O yüzden kapamadı. Anlamsız yerlere baktı. Sokak lambasının bağlantı
yerlerine, içine sokak kedileri için mama konmuş yoğurt kabına ve onun az
ilerisinde ‘sıçarım yemeğenize’ der gibi yapılmış iki yan apartmandaki yaşlı
çiftin bir o kadar yaşlı köpeğin kakasına ve daha birçok bunu gibi sokak
dekoruna baktı. Bazı kararlar vardı alınması gereken. Sabah bir de ekmek ve
yumurta alması gerekiyordu. Sabah ekmeği almaya çıkarken almaya bıraktı
kararlarını. Gece gece açık kararcı bulamazdı ya da bir karargah. Pencereyi
kapamak istemesine rağmen inatla camı kapadı. Yatağına yattı. Yatak serinlemişti.
Apış arasına sıkıştırdı yorganı. Yine çişi geldi. Suyu şimdi içmesi
gerektiğinin haklı gururunu yaşadı bir süre.
‘Sabah ekmekleri ve kararları almazdan önce çişimi yaparım, hafifçe alırım ne alınacaksa’ dermişçesine yatağında döndü.
00:35, 8 Mart 2014
İstanbul