8 Mart 2014 Cumartesi

Bir ekmek, bir su, birkaç da karar belki de iki yumurta

Bir bardak su koymaya diye kalkmıştı yatağından. Yatağı hafif ıslak. Olur öyle arada. Apış arası ter. Ama yine de uykumda işeyip işemediğini kontrol etti. Yorganı apış arasına alıp uyuduğundan bazı geceler çok terliyordu. Fakat o bazı geceleri hala bilememişti, tam olarak neden bu kadar terlerdi ki bir apış arası. Kilodunu çıkardı. Tuvalete kadar çıplak yürüdü. Ellerini kullanmadan ayakta işemenin tadını çıkarıyordu. Hatta son damla damlasın diye pipisinin ucundan biraz kendi bedenini salladı. Bu işlemden gereksiz bir haz almıştı. Ufak hesapların peşindeydi sürekli. Mesela bir ufak hesabı yanlış yapmıştı. Bunu hep karıştırıyordu ne yazık ki! Tuvalete gitmeden önce mi su içmeliydi sonra mı su içmeliydi? Bu sorunsalla geceleri ne yazık ki çoğu zaman zehir oluyor, aslında o kadar zehir olmuyor da, bir kez daha ayağa kalkmak zorunda kalıyor. Suyu içti. Çişim mi var diye dursa bile yeni işemiş olduğunun bilincindeydi.

Yatak serinlesin diye camı açtı. Camı değil de pencereyi açması gerektiğinin bilincinde o kadar değildi işte. Serinlik apış arasına değip geçti. Üşür gibi oldu. Tam üşümedi ama. O yüzden kapamadı. Anlamsız yerlere baktı. Sokak lambasının bağlantı yerlerine, içine sokak kedileri için mama konmuş yoğurt kabına ve onun az ilerisinde ‘sıçarım yemeğenize’ der gibi yapılmış iki yan apartmandaki yaşlı çiftin bir o kadar yaşlı köpeğin kakasına ve daha birçok bunu gibi sokak dekoruna baktı. Bazı kararlar vardı alınması gereken. Sabah bir de ekmek ve yumurta alması gerekiyordu. Sabah ekmeği almaya çıkarken almaya bıraktı kararlarını. Gece gece açık kararcı bulamazdı ya da bir karargah. Pencereyi kapamak istemesine rağmen inatla camı kapadı. Yatağına yattı. Yatak serinlemişti. Apış arasına sıkıştırdı yorganı. Yine çişi geldi. Suyu şimdi içmesi gerektiğinin haklı gururunu yaşadı bir süre.

‘Sabah ekmekleri ve kararları almazdan önce çişimi yaparım, hafifçe alırım ne alınacaksa’ dermişçesine yatağında döndü.

00:35, 8 Mart 2014
İstanbul